Orta Doğu’daki güncel gelişmelerle ilgili soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, güvenlik tabanlı bir ortaklık vizyonunun mümkün olduğunu ifade etti. Fidan, ortak bir güvenlik ve dayanışma platformunun kurulduğu takdirde ekonomik ve güvenlik temaslarının da bu temel üzerinden ilerleyebileceğini belirtti.
Geniş bir bölgesel kapasitenin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Fidan, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin ulus devlet yapılarının oturduğunu, artık bütünleşik bir siyasal sisteme doğru adım atılabileceğini kaydetti. Bölge halklarının güvenliğine ve toprak bütünlüğüne dair taahhütlerin hayata geçmesi için bir başlangıç gerektiğinin altını çizdi.
“Herkesin sınırları net olmalı. Bu çerçevede bir platform kurulur ve ardından çok sayıda konuya –ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere– odaklanabiliriz.” şeklinde konuşan Fidan, bölgedeki çatışmalar ve iç meseleler karşısında Türk adımlarının nasıl karşılık bulduğunu anlattı. “Türkler yeniden geliyor” şeklindeki söylemler için ise, bölge içindeki bazı aktörlerin eskiden beri sürdürdüğü rekabetçi yaklaşımları eleştirdi ve işbirliğine odaklanılması gerektiğini belirtti.
Bölgede hâkim akımların tek taraflı egemenlik arayışlarına karşı “Domination değil Cooperation, Hükmetme değil iş birliği” fikrinin savunulduğunu ifade eden Fidan, karşılıklı güvenin inşa edilmesiyle bir aşama kaydedilebileceğini söyledi. “Büyüyen bir vizyon varsa, bu vizyonun hayata geçirilebilmesi için risklerin de kabul edilmesi lazım.” diyerek, bu yol haritasının bölge ülkelerinin liderleri tarafından paylaşılmasının umut verici olduğunu belirtti.
Uluslararası sistemin yetersizliğine karşı çözümler – BRICS, ASEAN ve ŞİÖ gibi küresel oluşumlar kısa vadede etkili bir rol üstlenebilir mi sorusuna yanıt arayan Fidan, mevcut yapının krizlere cevap vermekte eksik kaldığını ve BM ile BMGK reformunun önemini vurguladı. “Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısı sorunları çözmekte yetersiz kalıyor.” dedi. Bu durum, bölgesel aktörlerin ve çok taraflı iş birliklerinin artması gerektiğini işaret ediyor.
Türkiye-Mısır ilişkileri – İkili ilişkilerin “modern tarihin en iyi düzeyine” ulaştığını söyleyen Fidan, halklar arasındaki dayanışmanın sürmesi gerektiğini belirtti. Siyasi elitler ve bürokrasi arasındaki yakın iletişimin tüm konuları konuşabilir hale getirdiğini ifade eden Fidan, ortak potansiyellerin bir araya getirilmesiyle daha ileri adımlar atılabileceğini söyledi. “Profesyonel çalışmalarla ilerlemek şart; çok çalışmalı, irade ve niyetle ortak hedeflere odaklanmalıyız.”
İkili ilişkilerin potansiyel anlaşmazlıklar üzerinden nasıl uzlaştırılabileceği sorusuna karşılık veren Fidan, Libya, Sudan ve Filistin konularında iletişim ve güven ile ilerlemenin mümkün olduğunu söyledi. “Bir meselede farklılık varsa, diyalogla gidermek daha kolaydır.” diyerek, iki ülke arasındaki kardeşlik ve karşılıklı güvenin temel olduğunu vurguladı.