Bir hasta, burun estetiği sonrası koku alma duyusunu kaybetti ve bu durum üç ameliyatı gerektirdi. Tedavi sonrası memnuniyetsizlik yaşanırken, ödemelerin iadesi için açılan dava tüketici mahkemesine taşındı. Yargıtay, hastanın hakkını ön plana çıkaran bir karar verdi.
Mahkeme, estetik ameliyatından elde edilen sonucun beklenen biçimde gerçekleşmemesi durumunda hastanın ödemelerini geri talep edebileceğine işaret etti; bu, estetik cerrahinin hukuki bakımdan önemli bir yorumunu oluşturdu.
Dava süreci şöyle gelişti: Başvuran kişi, hastaneye burun estetiği için başvurdu ve ilk operasyonun ardından burunda eğrilik tespit edildi. İkincisiyle koku alma duyusu kayboldu ve üçüncü kez ameliyat önerildi; ancak bu kez hasta başka bir uzmana yönlendirilip tekrar ödeme yaptı. Neticede hasta, ödemelerin iadesini talep etti.
İlk aşamada tüketici hakem heyeti, 2023 yılında hastayı haksız buldu. Heyetin kararını davacı temyiz etti ve süreç mahkemeye taşındı. Mahkemenin kararında, bilirkişi raporuna dayanılarak hastanın şikayetleri doğrultusunda tıbbi bir tanı bulunmadığı ve hastanenin tedavisinin yerinde olduğu belirtildi.
“Bilirkişi raporu kapsamındaki bulgulara göre davacının koku alma sorununa ilişkin kaydı dosyada desteklenmemekte ve davacı özel hasta statüsünde başvurduğu için tedavi yerindedir.”
Karar, temyize açıldı ve Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz talebi ileri sürüldü, dava konusu eser sözleşmesi kapsamında sonuç taahhüdünün yerine getirilmediği iddiası vurgulandı.
Yargıtay, temyiz talebini karara bağladı ve kararını Resmi Gazete’nin bir sayısında yayımladı. Yüksek Mahkeme, estetik ameliyatların eser sözleşmesi niteliğinde olduğuna dikkat çekerek, “Eserin fen ve sanat kurallarına uygun olması ve sahibinin beklediği güzel görünümü sağlaması gerekir; aksi halde ayıp kabul edilir.” ifadesiyle hükmünü açıkladı.
“Davacı estetik amaçla başvurduğuna göre, istenen sonucun elde edilmesi yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekir.” diyen Yargıtay, yükümlülüğün hastanın yararına olacak şekilde yerine getirilmeyişinin ve iki kez operasyonun gerçekleşmesini, taahhütlerin karşılanmaması olarak yorumladı.
Sonuç olarak, karar yeniden ele alınacak; bilirkişinin raporunun da yeterli bulunmadığı ve sağlıkla ilgili konularda hesap uzmanı bilirkişinin uygun olmadığı belirtilerek süreç tekrar başlatılacak.