Oval Ofis’te yapılan bir törende, önemli üretkenlik hedeflerini desteklemek amacıyla yabancı çalışan politikalarına dair yeni bir yapı üzerinde duruldu. Görevdeki yetkililer, programın yüksek vasıflı işçileri ülkeye kazandırmayı kolaylaştıracağını ve bazı eleştirilere karşı bu yaklaşımın teknoloji şirketlerinin gelişimini olumlu şekilde etkileyebileceğini belirtti. “İşlerimizi korumak için yabancıları getirmeyi azaltmalıyız” diyen açıklamalar, sürdürülebilir bir iş gücü akışını hedefliyor.
Bakanlık yetkileri ise vize sürecindeki mali yükümlülükleri netleştirirken, yıllık başvuru ücretinin 100 bin dolar olarak belirlendiğini vurguladı. Yeni düzenleme, H-1B başvurularında gerçekten yetkin profesyonellerin tercih edilmesini ve eğitim maliyetlerinin azaltılmasını amaçlıyor. “Ülkenin üniversitelerinden yeni mezun olan Amerikalıları eğitsin, yabancıları getirmeyi bırakın” söylemiyle desteklenen bu yaklaşım, yüksek vasıflı çalışanları çekmeyi hedefleyen bir çerçeve sunuyor.
Kararda ayrıca Altın Kart olarak adlandırılan oturma izni programına dair yeni önlemler de duyuruldu. 1 milyon dolar ödeyerek ABD’de ikamet hakkı elde etme seçeneğinin bulunduğu bu program, devlet hazinesine çeşitli kaynaklar oluştururken vergi indirimleri ve borç yapılandırmaları için kullanılabilecek şekilde tasarlandı. “Program, ABD hazinesine 100 milyar doların üzerinde gelir sağlayabilir” ifadesiyle desteklenen açıklamalarda, en üst düzeyde nitelikli bireyleri hedefleyen yeni kriterler de öne çıktı.
Bakan Lutnick, sadece en üst seviyede olağanüstü yeteneklere sahip kişilerin kabul edileceğini belirtirken, Altın Kart kapsamında başvuruların hızlandırılmasını sağlayan yeni finansal yükümlülükler üzerinde durdu. Bir şirket sponsorluğunda başvurulacak kişilerin 2 milyon dolarlık ödeme yapması da programa ilişkin ayrıntılar arasında yer aldı. Bu adımlar, yabancı iş gücünün Amerikalı çalışanlar için fark yaratacak şekilde yeni işletmeler kurmasına ve yerli iş yaratımını desteklemesine odaklanıyor.